OLYMPOS ANTİK KENTİ


Antalya İlinin Kemer İlçesinde denize yakın yüksekçe bir dağ olan Tahtalı Dağını biliyor musunuz? İşte bu dağın Yunan mitolojisinde tanrıların evi olduğuna inanılan Olympos olduğu düşünülüyormuş. Ve Olympos Antik Kenti adını bu dağdan alıyor. Zira Olymposun meali Uludağ imiş. Olympos, antik Likya medeniyetinin en önemli şehirlerinden biriymiş. Şimdilerde koruma altına alınmış gizli bir cennet.


Bol virajlı bir gece yolculuğunun ardından konaklamayı planladığımız yere varıyoruz. Birbirimize söyleyemiyoruz ama içimizde bi Nereye geldik biz böyle? endişeleri filizlenmiş meğer. :) Olympos ile ilk karşılaşma gece olunca pek şirin gelmiyor insana :) Kalacağımız bungalovu gördükten sonra ise, tam anlamıyla hüsrana uğruyoruz. Olabilir neyse bu geceyi geçirelim sabah kalkar gideriz düşüncesiyle geceyi geçiriyoruz. Gün aydınlandığında ön yargılarımız birer birer kırılmaya başlıyor. Ama kaldığımız yere olan ön yargımızda haklıyız:) Olymposa haksızlık etmişiz :) Yemyeşil doğa, kuş sesleri, kocaman kayalıklar şenlendiriyor bizi. Kahvaltının ardından ilk iş gündüz gözüyle kalacak daha cici bir yer bakıyor ve 10 dakika içinde buluyoruz:) Bu defa gerçek bir bungalovda kalmanın neşesiyle güzelce yerleşip yürüyerek Olympos’a gidiyoruz.

Antik kente giriş ücretli ama müze kartı veya iş bankası kredi kartı olanlar ücretsiz faydalanabiliyor. Eşimin müze kartı benimde kredi kartım var o geçiyor ama ben kalıyorum :) Senede 1 ay geçerli oluyormuş ve ben daha önce kullanmışım. Bunu biliyordum ama şansımı denemek istemiştim:) Neyse çaresiz bir müze kartı almak için kuyruğa giriyorum. Sıranın bana gelmesini beklerken müze kartına gelen zammı düşünüyorum. Neye endeksli acaba? Geçen sene 40 tl idi bu sene 50 tl. Nihayet müze kartımı alıp sevinçle eşimin yanına koşuyorum :) Bu arada şunu belirteyim sahil de koruma altında olduğundan şezlong, şemsiye, su v.s. alabileceğiniz bir büfe yok. Bu gibi ihtiyaçlarınızı girmeden önce alın. :)




Ağaçların arasından süzülen yolda yürürken Olymposun antik kalıntıları belirmeye başlıyor. Köprüler ,kemerler derken sağ tarafımızdan bir nehrin süzüldüğünü farkediyoruz. Doğa, manzara mükemmel. Öylece durup izlemek istiyorsunuz.




Karşımıza ufak bir havuz çıkıyor. Buzz gibi suyu olan bu havuzu sol taraftan akan başka bir nehir dolduruyor. Ve bu havuzun az ilerisinde bu iki nehir buluşuyor. Bir an önce sahili görmek istediğimizden dümdüz ilerliyoruz. Karşımıza içinde ördeklerin, kapumbağaların ve minik minik balıkların gezindiği bir gölet çıkıyor. Ve hemen ardından sahil göz kırpıyor bize. Yemyeşilin içinden masmavi bir sonsuzluk…


Buranın sahili taşlık e tabi denizide Deniz ayakkabınızı yanınıza almanızda fayda var taşlar keskin olabiliyor çünkü. Bizim şemsiyemiz yoktu bu yüzden doğal şemsiyelere :) ağaç altlarına göz gezdirdik ve yerimizi bulduk. Sonrası cumburlop deniiz :) Yemyeşil dağların arasında kadife gibi dalgalanan bu suda yüzmek harika.




Doğanın içindeyiz; şemsiyemiz ağaçlar, şezlongumuz büyük kayalar veya ağaç kökleri, deniz berrak ve ılık, deniz keyfi sonrası kalan yiyeceklerimizle kaplumbağa ve ördekleri besliyor, devamında buz gibi tatlı su havuzunda duşumuzu alıyoruz. (çok soğuktu ben ayaklarımı sokabildim sadece) :) . Herşey yerli yerinde yani…



Bu su o kadar soğukki ayaklarınızı soksanız bile sizi bi resetliyor. Merakla suyun geldiği yöne doğru yürümeye başlıyoruz. Yer Yer köprüler olan bu nehir boyu yürüyoruz. Nehire uzanmaya çalışan insanlar, poz vermeye çalışırken partnerlerini bezdiren insanlar :) Nehir boyu yeşiller içinde ufak bir yolculuk yapıyoruz. Bizde birbirimizi sağ taraftaki nehirde poz vermeye çalışırken bezdirip :) tatlış bungalovumuza gidiyoruz.








Gece hayatı olan bir çift olmadığımızdan bu konuda pek fikrim yok. Ama kavuniçi dondurma yemek ve insanları izlemek bizi eğlendirmeye yetti :)


Sonraki gün için Kekova Batık Şehir tekne turu biletimizi alıp Olympos maceramızı sonlandırıyoruz.



Not: Tahtalı Dağında teleferiğe binmeyi çok istedik ama hava bulutlu olduğu için bişey anlamazsınız dediler o yüzden vazgeçtik. Binenler şiddetle tavsiye ediyor. Bilin istedim..:)

...Elhasıl Yollar biz gidelim diye var a dostlar… 

...Kullanmak lazım…

...Sağlıcakla kalın…

:)


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEMRUT: GÜN DOĞUMU

DÜNYANIN EN ESKİ ANITI: GÖBEKLİTEPE

ZAMANIN DURDUĞU ŞEHİR : MARDİN (1.kısım)